
Adam, tavukları için güzel bir kümes yaptırmış ama tilkiye karşı hiçbir önlem almamış kümeste.
Bunu fark eden tilki de tavukları kapmaya başlamış bir bir. Çok öfkelenmiş adam.
”Hele bir yakalayayım… Gör, bak sana neler edeceğim?” diye bağırıp çağırıyormuş ortalık yerde.
Bir ihtiyar yaklaşmış yanına :
İnsan öfkeli zamanlarda işin nereye varacağını düşünmez, çoğu kere de zararı kendine dokunan taşkınca hareketle yapar.
” Evlat” demiş, ”bu kadar öfkelenecek yerde önlem alsan kümeste, daha iyi olmaz mı?”
” Olmaz” demiş adam, ” yakalayıp gününü göstereceğim o tilkiye!”
Böyle geçmiş bütün kış. Pusular, tuzaklar derken sonunda bir yaz günü, yakalamış tilkiyi.
Öcünü almak için bir bez parçasını gaza bulayıp kuyruğuna bağlamış tilkinin. Sonra da bezi ateşe verip bırakmış tilkiyi.

Kuyruğu alev alan tilki can havliyle, kendini köyün dışına atıp tarlalara doğru koşmaya başlamış.
köyün bitimindeki ilk tarlalar da adamın değil miymiş?
Tilki buğday tarlasına girince bir anda tutuşmuş biçilmeye hazır buğdaylar.
Adam, ne yapacağını bilmez durumda dövünmeye başlayınca ona öğüt veren ihtiyar yaklaşmış yanına:
”Evlat” demiş, ”böyledir bu işler.
”Öfkeyle kalkan zararla oturur.”
Öfkeyle kalkan zararla oturur
اول کلمه به کلمه معنیش میکنیم که میشه کسی که با عصبانیت بلند میشه با ضرر میشینه
خب ما چه مواقعی از این ضربالمثل استفاده میکنیم وقتی که میخوایم بگیم که از روی عصبانیت تصمیم نگیر یا تصمیمی که با عصبانیت گرفته میشه باعث ضرر میشه
روخونی و بررسی و ترجمه ی داستان